top of page

Vilâyet-nâme ve Makâlât’ta Dört Kapı Kırk Makam

Güncelleme tarihi: 18 Ağu 2024


Bektaşilikte insanın insan-ı kâmil olma yolunda kat edilmesi gereken aşamaları ifade eden “Dört Kapı Kırk Makam” kavramı Hacı Bektaş-ı Veli tarafından düzenlenip açıklanmıştır. Şeriat, tarikat, hakikat ve marifet Dört Kapı’yı oluşturur. Kırk Makam ise Dört Kapı’nın onar makamdan oluşması şeklindedir. Hacı Bektaş’ın, bunların tümünü ayrıntılarıyla ve derinlemesine inceleyerek Makâlât (Coşan, 1990) kitabında yazmış ve sistemleştirmiş olduğu varsayılmaktadır. Ayrıca Dört Kapı Kırk Makam kavramlarının Vilâyet-nâme (Korkmaz, 2006)’de de özel bir bölüm olarak işlendiğini belirtmekte fayda bulunmaktadır.


Makâlât’ta öncelikle “şeriat” kapısını ele alan Bektaş, şeriatin ilk makamının iman getirmek olduğunu söylemektedir. Sonrasında ikinci makam ilim öğrenmek, üçüncü makam namaz kılmak, zekat verip oruç tutmak, hacca gitmek, gerektiğinde gaza etmek ve cenabetlik hâlinden uzak durmak; dördüncü makam faizsiz helal kazanç sağlamak, beşinci makam nikâhlı olmak, altıncı makam regl ve lohusa kanamalarında cinsel ilişkiden kaçınmak, yedinci makam ehl-i sünnet ve ehl-i cemaat olmak, sekizinci makam şefkat sahibi olmak, dokuzuncu makam yiyecek ve giyeceğin temizini temin etmek ve onuncu makam iyiliği emredip kötü işlerden kaçınmaktır.


Sonrasında “tarikat” kapısı ele alınmıştır. Tarikatın ilk makamı bir pirden el almak ve tövbe etmektir. İkinci makam irade istemek, talip olmak yani mürit olmak; üçüncü makam tıraş olmak ve elbise değiştirmek, dördüncü makam nefisle mücadele edip olgunluğa ermek, beşinci makam hizmete dâhil olmak, altıncı makam korkuya sahip olmak, yedinci makam ümitli olmak, sekizinci makam hırka, makas, seccade, tesbih, iğne ve asâ sahibi olmak; dokuzuncu makam bir makam, cemaat, nasihat ve muhabbet sahibi olmak; onuncu makam aşk, şevk, fakirlik ve sefa sahibi olmaktır.


Ele alınan üçüncü kapı “marifet” kapısıdır. İlk makam ilim, ikinci makam cömertlik, üçüncü makam haya, dördüncü makam sabır, beşinci makam perhizkârlık, altıncı makam korku, yedinci makam edep, sekizinci makam miskinlik, dokuzuncu makam marifet ve onuncu makam kendini bilmektir.


Dördüncü ve son kapı ise “hakikat”tir. Hakikatin ilk makamı toprak olmak, ikinci makamı yetmiş iki milleti hoş görmek, üçüncü makamı elden geleni yapmak, dördüncü makamı yaratılmış tüm nesnelerin Allah’tan geldiğini bilmek, beşinci makamı Allah’a ve Muhammed’e yüz sürmek yani bir anlamda biat etmek, altıncı makamı sohbet esnasında hakikat sırlarını dile getirmek, yedinci makamı sey-i süluk, sekizinci makamı sır sahibi olmak, dokuzuncu makamı Allah’a yakarış ve onuncu makamı Allah’a ulaşmaktır (Coşan, 1990: 10-20).


Vilâyet-nâme’de (Korkmaz, 2006) konunun örneklendirilmesi bir hikâye etrafında gerçekleşmiştir. Güvenç Abdal isimli dervişi Hacı Bektaş’a şeyh ve âşık sıfatlarını sorar. Bektaş da Güvenç’i o esnada Hindistan’da bulunana bin altınlık neziri alması için gönderir. Yaşanan maceralardan sonra alınan sonuç, verilen ders şu şekildedir: "Sen bizden şeyh kimdir, mürit kimdir, muhip kimdir, aşık kimdir?’ diye sormuştun; biz de sana cevap verdik. Mürit odur ki senin yaptığını yapar; biz seni hizmete gönderdik, 'Nereye gideceğim, kime gideceğim, kimi göreceğim,' demeden yola düştün. Muhipliği sarraf gösterdi; bir kerecik denizde helale olayazdı, 'Erenler', diye çağırdı, bin altın nezretti, vardık, imdadına yetiştik, gemisini kurtardık; adımızı, yerimizi sordu, bildirdik, seni yolladık; şöyle-böyle demeden nezrimizi sana teslim etti. Şeyhliği ise biz yaptık; seni kolayca götürüp, getirdik, seni o yüzkarasından da kurtardık. Aşıklığıysa o kız yaptı; bir vilayet görmekle âşık oldu bize ancak buraya gelmedikçe karar vermedi." Hacı Bektaş’ın ağzından anlatılan bu hikâye Makâlât’ın çok güzel bir örneğini oluşturmaktadır.


Dört Kapı Kırk Makam kavramı yalnızca Hacı Bektaş’ı hatırlatmamalıdır. Kavram İslamî olduğu için ancak yalnızca İslam’ın kendisine mal edilebilir. Kaldı ki Bektaş -belki de Makâlât’ı yazan kişi demeli-, her makamda ayet ve hadislere başvurmuş, bunları referans olarak göstermiştir. Diğer taraftan Dört Kapı Kırk Makam sadece Bektaş tarafından değil, onun köklerini aldığı Yesevi tarafından da işlenmiştir (Özköse, 2017: 100). Dolayısıyla Dört Kapı Kırk Makam esaslarına göre hareket eden bir Müslüman hakikat sırrına ermekte ve insan-ı kâmil mertebesine ulaşmaktadır.


Konunun akılda kalıcılığını sağlamak için ilgili konu aşağıda tablolaştırılmıştır:

Şeriat

Tarikat

Marifet

Hakikat

İman

El alıp tövbe etmek

İlim

Toprak olmak

İlim

Mürit olmak

Cömertlik

Hor görmemek

Namaz

Tıraş olmak

Haya

Elden geleni yapmak

Helal kazanç

Nefsle mücadele

Sabır

Her şeyin Allah'tan geldiğini bilmek

Nikâhlılık

Hizmet etmek

Perhizkârlık

Allah'a ve elçisine yüz sürmek

Kanama olunca cinsellikten kaçınmak

Korku sahibi olmak

Korku

Hakikat sırrını ifşa

Ehl-i Sünnet ve cemaat olmak

Ümitli olmak

Edep

Sey-i Süluk

Şefkatlilik

Hırka

Miskinlik

Sırra sahip olmak

Temiz yiyecek ve giyecek

Cemaat ve nasihat

Marifet

Allah'a yakarış

İyiliği emretmek

Aşk, şevk

Kendini bilmek

Allah'a ulaşmak

Kaynakça

  • Coşan, E. (1990). Hacı Bektaş Veli Makâlât. Kültür Bakanlığı.

  • Korkmaz, E. (2006). Hacı Bektaşı Veli Vilâyetname. Can.

  • Özköse, K. (2017). Ahmed Yesevi’nin Hikmetlerinde Dört Kapı ve Kırk Makam Anlayışı.

  • Akademik İslam Araştırmaları Dergisi, 2(2), 99-133. https://dergipark.org.tr/tr/pub/akademiar/issue/30819/333390


Comments


Adsız tasarım-77.png
  • alt.text.label.Twitter
  • alt.text.label.Instagram
  • Youtube
  • alt.text.label.Facebook

©2024, KAF | Kültür Araştırmaları ve Faaliyetleri Merkezi. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page