top of page

Ukrayna’nın Türkçe Konuşan Halkı: Urumlar

Güncelleme tarihi: 18 Ağu 2024


Son dönemde savaş haberleriyle anılan Ukrayna’yla ilgili en çok konuşulan konulardan biri Ukren ve Rus ırklarının etnik bakımdan aynı olup olmadıklarıdır. İncelendiğinde Ukrayna’da çok sayıda halkın bulunduğu fark edilmektedir. Ukrenler bunların en kalabalık kısmını oluşturmaktaysa da Rus, Leh, Macar, Romen, Rum, Urum, Kazan Tatarı, Ermeni, Azeri, Özbek, Ahıska Türkü, Bulgar vd. gibi etnisiteler de bu ülke içerisinde yaşamaktadırlar. Hakları yasalarla korunan Urum gibi birçok azınlığın nüfusu yüz bin dolaylarındadır.


Sayıları az olmakla beraber Rusların Grek dedikleri Urumlar da Ukrayna’da yaşayan azınlıklar içerisinde yer almaktadırlar. Urumlar için kullanılan Greko-Tatar ifadesi Yunanca konuşan Grekler ve Türkçe konuşan fakat kendilerini Grek olarak adlandırmayan iki topluluğu birleştiren yanlış bir tanımlama olarak aktarılmaktadır (Altınkaynak, 2004). Daha sonra Yunanca konuşanlara Rumey, Türkçe konuşanlara Urum denilegelmiştir. İki grubun dilleri, sosyal yaşayışları ve kültürleri farklı olsa da çoğunluğu Ukrayna’da olmakla beraber Gürcistan, Yunanistan, Ermenistan, Rusya ve Kazakistan’da yaşayan Urumlar, Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine mensupturlar.


1770’lerin sonuna değin Kırım’da yaşamış olan Hristiyan Urumlar, farklı kökenden 31 bin kişi ile beraber Çariçe II. Katerina döneminde Ukrayna’nın orta ve kuzey kesimlerine tehcir edilmişlerdir. Tehcire tâbi tutulanların tümü Urumlar değildir. Urumlarla beraber Ermeniler ve Grekler de göç ettirilmişlerdir. Göç sonucunda yeni yurtlarında Ermeniler beş, Urum ve Grekler ise yirmi iki köy kurmuşlardır (Anzerlioğlu, 2009). Daha sonra kendi istekleriyle başka merkezlere dağılmış ve yeni yurtlar edinmişlerdir. Yerleşilen alanlar içerisinde Donesk, Mariupol, Zaparoje ve Dniyepropetrovsk şehirleri öne çıkmaktadır (Altınkaynak, 2004). Bu büyük tehcirin ardından ikinci bir göç daha yaşanmıştır. 1821-1825 yılları arasında Trabzon, Kars, Erzurum ve Giresun’dan Gürcistan’ın Tselka bölgesine göç eden 3 bin civarında Urum, 1981-1986 yılları arasında oradan Kırım ve Ukrayna topraklarına göç etmişlerdir.

Elbette günümüz Urumları düşünüldüğünde bunların Müslümanlarla çevrili bir alanda yaşadıkları iddia edilemez ancak tarihsel süreç bunu aksini göstermektedir.

İkinci göçte yer alan kişiler Türkçe konuşan Trabzon Grekleri olarak anılmaktadır. Bunlar Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlar’a kadarki bölgelerde yani Kıpçak, Peçenek ve Hazarlar’ın aktif olduğu bölgelerde yaşamış olan Türklerin Hristiyanlaşan kısmı olarak bilinmektedirler (Kasapoğlu Çengel, 2004). Sözü edilen geniş coğrafyada Bizans Kilisesi’nin yürüttüğü faaliyetler sonucunda Ortodoksluğun yayıldığı ve bu mezhebin Hun, Bulgar, Peçenek, Uz ve Kuman-Kıpçak çevrelerince benimsendiği bilinmektedir (Anzerlioğlu, 2013). Ancak bununla beraber büyük göçte yer alan göçmenlerin ne zaman Hristiyan oldukları, her iki göç grubunun da aynı koşullarda mı Hristiyan oldukları bilinmemektedir.


Ortodoks inancını benimseyen Urumların ibadet dilleri de günlük konuşma dilleri de Türkçedir. Konuştukları Türkçe Kırım-Tatar Türkçesine çok yakındır. Bu konuda yapılmış çok az sayıda dil çalışması varsa da bunlardan çıkan sonuç, Urum Türkçesinin Oğuz grubu içerisinde yer aldığını ortaya koymaktadır (Uyanık, 2010). Urum Türkçesi Ermeni Kıpçakçası, Karay, Gagavuz, Kırım-Tatar ve Türkiye Türkçeleriyle çok fazla ortak unsur bulundurmaktadır. Urumların en çok yaşadığı Ukrayna şehirlerinden olan Mariupol ve Starıy'da konuşulan dil, Kırım ağzı Kıpçak kaynaklıdır ve 15.-18. yüzyıllar arasında Oğuzcanın etkisine maruz kalmıştır (Kasapoğlu Çengel, 2004). Urumların Hristiyan olmalarına rağmen Allah, evalla (eyvallah), maşalla, cennet, saba xayır olsun, Rabbi, mismilla (bismillah) gibi İslami söz varlığına sahip olmaları bu tarihi gerçeklikle açıklanabilmektedir. Diğer yandan tıpkı Karamanlı Ortodoksları gibi sürekli Müslümanlar arasında yaşamış olmaları da bunda büyük bir rol oynamış olmalıdır.


Elbette günümüz Urumları düşünüldüğünde bunların Müslümanlarla çevrili bir alanda yaşadıkları iddia edilemez ancak tarihsel süreç bunu aksini göstermektedir. Tarih içerisinde II. Katerina’nın fermanından sonra birden kendilerini Hristiyanlarla çevrili bir alanda bulmuşlardır. Bu sebeple izole olan gruplar Kırım miraslarını ve öncesinde biriktirdikleri kültürel mirası devam ettirmişlerdir. Dil, inanç, folklor gibi temel unsurlar Urumlar arasında oldukça canlı bir şekilde korunagelmiştir.


Özellikle folklor unsurlarının Anadolu folkloruyla taşıdığı büyük benzerlikler en az söz varlığı kadar şaşırtıcıdır. Halk hikayeleri, türküleri, kimi ritüelleri, geçiş dönemleri, aile yapısı, deyim ve atasözleri birebir uyuşmaktadırlar (Altınkaynak, 2007). Örneğin Aşıx Ğarib (Âşık Garip), Arzınan Ğamber (Arzu ile Kamber), Töroğlu (Köroğlu), Dayırnen Zore (Tahir ile Zühre) gibi halk hikayeleri; kimi masal ve hikayeler, Aşık Garip türküleri, anasın kör, kızın al, avuzu bar, tili yox (ağzı var dili yok), em suçlu em küçlü (hem suçlu hem güçlü), alma piş, avuzma tüş (armut piş ağzıma düş) gibi atasözü ve deyimler Anadolu’dakilerle aynıdırlar. Buna karşın kimi unsurlar da kendi inançlarına göre şekillenmiştir: Xızdan papaz bolmaz (kızdan papaz olmaz), pitti bizim Paskalamız (bitti bizim Paskalyamız) (Kasapoğlu Çengel, 2004).


Buna paralel olarak geçiş dönemi ritüellerinden olan doğum, evlenme ve ölüm merasimlerinde de ortak unsurlar bulunmaktadır. Bunların kimleri Hristiyanlığa göre şekil değiştirmiş kimileri ise eski Türk inanışlarının kalıntıları olarak muhafaza edilmiştir. Örneğin düğün merasimine bakıldığında burada at süslemenin, gelin evine giderken kırmızı bayrak taşımanın, geline ait çeyizlerin annesinin evinden taşınmasının, gelin ağlatmanın Anadolu düğünleriyle paralellik gösterdiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan kırmızı bayrağı taşıyıp gelinle damadın kullanacağı yastığa saran kişi gelinin vaftiz annesidir ki bu da Hristiyanlığın Urum geleneklerine olan açık etkisini ortaya koymaktadır (Anzerlioğlu, 2009). Yine de detaylı bir şekilde geleneklere bakıldığında Hristiyanlık unsurlarının Türklük unsurlarına göre daha az olduğu göze çarpmaktadır.


Sözü edilen dil, folklor, günlük yaşam geleneklerinin böylesi bir dirençle korunmuş olması hayret vericidir. Öyle ki Urumlar hem Rusya’nın hem Yunanistan’ın asimilasyon politikalarına maruz kalmışlardır. Uzun yıllar Rusya egemenliği altında yaşamış ve Ruslaştırma politikalarına maruz kalıp Rus sayılmışlardır. Grek soylu Rumeylerle sıkı ilişkileri olan Yunanistan da burada yüzyıllardan beri Rumlaştırma faaliyetleri yürütmektedir. Ancak Urumlar kendilerinin Grek olmadıklarını ve din kardeşliği dışında Greklerden tamamen farklı olduklarını belirtmektedirler (Tekin, 2007). Buna mukabil tahmin edileceği üzere genç kuşaklar arasında Rus ve Rusça ilgisi oldukça yüksektir.


Günümüzde resmi kayıtlarda Grek olarak anılan iki grubun nüfusu yaklaşık 120-130 bin civarındadır. Bunların yüzde 60-65’i Urumdur. Buna göre nüfusları 70-80 bin kadar olmalıdır. İlk göçlerinde bile toplam nüfusları 31 binin üzerinde olan bu iki grubun nüfusunun bu kadar az olması zamanla Ruslaşmış olmalarından kaynaklanmış olabilir. Ukrayna’nın genelinde nüfus 1993’ten beri düşmekte ise de Urumların 1880’lerden beri nüfus olarak bu kadar az artmış olmaları düşündürücüdür. Yine bununla bağlantılı olarak Ukrayna ve Rusya arasında hâlâ devam eden savaşın yıkıcı etkilerinin yaşandığı yerlerin başında Urumların yoğun olarak yaşadığı Mariupol şehrinin geldiği düşünüldüğünde nüfusta değişikliklerin yaşanma ihtimali ne yazık ki artmaktadır.


Kaynakça

  • Altınkaynak, E. (2004). Ukrayna'daki Hıristiyan Türkler "Urumlar." Karadeniz Araştırmaları, 1, 37-57.

  • Altınkaynak, E. (2007). Urumlarda Aile, Gelenekleri ve Kurumsal Yapısı. Turkish Studies, 2(4), 98-105.

  • Anzerlioğlu, Y. (2009). Kırım’ın Hıristiyan Türkleri: Urumlar. Milli Folklor, 84, 107-113.

  • Anzerlioğlu, Y. (2013). Tarihî Verilerle Karamanlı Ortodoks Türkler. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, 51, 171-188.

  • Kasapoğlu Çengel, H. (2004). Ukrayna’daki Urum Türkleri ve Folkloru. Milli Folklor, 16(61), 58-67.

  • Uyanık, O. (2010). Urum Türkçesinin Türk Dili Sınıflandırmalarındaki Yeri. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, (27), 45-56.

  • Tekin, F. (2007). Urum Türkçesi Ses Bilgisi Üzerine Bazı Tespitler. Karadeniz Araştırmaları, 14, 93-100.

コメント


Adsız tasarım-77.png
  • alt.text.label.Twitter
  • alt.text.label.Instagram
  • Youtube
  • alt.text.label.Facebook

©2024, KAF | Kültür Araştırmaları ve Faaliyetleri Merkezi. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page