Cahidi Sultan Türbesi ve Camisi
- Ümit İşlek
- 11 Şub
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Nis

Cahidi Ahmed Efendi
Cahidi Ahmed Efendi, 17. yüzyılda yaşamış önemli bir mutasavvıf ve şairdir. Edirne’de doğmuş, çocukluk ve gençlik yıllarını burada geçirmiştir. Babasının adı Muhammed, onun asıl adı ise Ahmed’dir. Cahidi ve Sultan sıfatlarını daha sonra almıştır. Aktarılanlara göre IV. Mehmet rüyasında Cahidi Sultan’ı görmüş ve gelip onu görmek istemiştir. Bu doğrultuda Kilitbahir’e gelen Padişah, Cahidi’ye maddi ikramlarda bulunmuş fakat Cahidi bunları kabul etmemiştir. Padişah, Cahidi’nin bu hareketi karşısında onu onurlandırmak için Sultan ünvanını vermiştir. Aktarılan bu olaydan sonra halk arasında Cahidi Sultan adı yayılmıştır. Diğer yandan onun asıl değeri, aldığı dini eğitim ve açtığı yeni yollardır. Gençliğinden sonra Gelibolulu Ömer Karibi’ye gelip ondan eğitim almış, onun yanında yetişmiştir. İcazetini aldıktan sonra Gelibolu’dan Kilitbahir’e gelmiş ve burada tekke faaliyetlerine başlamıştır. Buraya geldikten sonra burada Kerime Hatun ile evlenmiş ve bu evlilikten Âdem ile Lütfullah adında iki oğlu olmuştur. Âdem, babasından 17 yıl önce yani 1643’te ölmüş, Lütfullah ise babasının ölümünden sonra tekke faaliyetlerini devam ettirmiştir. Bugün Cahidi Sultan ve Kerime Hatun Türbe’nin içerisinde metfundurlar. Âdem’in mezarı ise Türbe’nin dışında, mezarlığın içerisinde bulunmaktadır (Kızıler, 2006: 152).
Bilgiler onun Uşşakiye Tarikatının Cahidiyye kolunu kurduğunu aktarmaktadır. Kendisinin vefatından sonra oğlu Abdüllatif Efendi tekke faaliyetlerini üstlenmiştir. Bu faaliyetler kısa süre içerisinde bölgede hızla yayılmıştır. Öyle ki henüz 1700’lerde Çanakkale, Bursa ve Edirne gibi geniş alanlarda etkinlik kazanmıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde Cahidiyye üyeleri Cahidi Ahmed’in çizdiği tarikat çerçevesinden uzaklaşmış ve giderek Bektaşileşmişlerdir (Azamat, 1993: 16). Hâl böyle olunca tarikat üyelerinde ciddi azalmalar meydana gelmiş ve 20. yüzyılın başlarında bu tarikat tamamen ortadan kalkmıştır. Diğer yandan sahadan edinilen bilgilere göre tekkenin üye kaybetmesinin bir diğer önemli nedeni, Cahidilerin Çanakkale Savaşları’na katılması ve geri dönememeleridir (KK. 2). Tüm bunlara rağmen günümüzde türbenin etkinliği devam etmektedir. Cahidi Sultan ile başlayan tekke faaliyetleri sonlanmış olsa da oluşan manevi değerde azalma olmamıştır. Yılın her gününde burada dua eden ziyaretçilere rastlamak mümkündür. Çanakkale’nin diğer ilçelerinden, köylerinden buraya yoğun ziyaretler gerçekleştirilmektedir. Türbe’nin hem turistlerce hem Çanakkalelilerce rağbet gördüğü anlaşılmaktadır.
Çanakkale’de bu mekân, “Cahide Sultan” olarak bilinmektedir. Türbe her gün ziyaretçi ağırlamaktadır. İfade edildiği gibi bu mekân artık bir tarikat tekkesi değil, türbe olarak ziyaret edilmektedir. Bu ziyaretlerin temel amacı, kişilerin tanrısal isteklerinin yerine getirilmesi noktasında vesile/kolaylaştırıcı rolüne bürünmüş olmasıdır. Bu türbeye Çanakkale’nin her yerinden gelinmektedir (Dinç, 2023: 58). Çanakkale’de gebeliği sağlamak için ziyaret edilen yerlerden biri konumundadır. Gebe kalmak isteyenlerin veya hastalıklarına şifa bulmak için ziyaret edenlerin adak adadıkları, beyaz koç (KK. 5), koyun, keçi kurban ettikleri bir yer olan bu türbe, Kilitbahir Köyü için de son derece önem arz etmektedir. Görüşülen kaynak kişilerin tamamı burada mevlit okunduğunu ifade etmişlerdir. Adak veya kurbandan sonra dualar okunduğu ve türbe yedi kez tavaf edildiği aktarılmıştır. Türbe’nin türbedarı Nefahat Hanım, Cahidi Sultan’ın kabrini ziyaret edip baş ucunda dua etmek isteyenlere gönüllü olarak rehberlik etmektedir. Kendisinin aktardıklarına göre buraya herhangi bir adak için gelinebilmektedir ancak en çok gebelik ile ilgili isteklere binaen gelinmektedir. Buraya gerçekleştirilen ziyaretten sonra kadın gebe kalırsa doğan bebeğin erkek olmasından sonra bebeğe Cahit, kız olması durumunda Cahide adı verildiği aktarılmaktadır (KK. 1; KK. 4). Cahidi Sultan Türbesi’nin bu bağlamda çok sık ziyaret edildiği söylenebilir. Diğer taraftan türbe ile ilgili yapılan folklor çalışmaları da bu bilgileri ayrıntılı bir şekilde teyit etmektedir (Yolcu, 2018: 112).
Cahidi Sultan Türbesi’ni ziyaret eden kişiler cami imamı Bülent Bey’den kolaylıkla bilgi alabilmektedirler. Kendisi hem yapılan akademik araştırmalara hem de dini atıflara dayanarak ziyaretçileri bilgilendirmektedir. Cami imamı tarafından aktarılana göre bu cami Cahidi Sultan tarafından inşa edilmemiştir. Bu yer, Türkler buraya gelmeden önce bir kilise ve “rahibe okulu” olarak inşa edilmiş olup varlığını bu şekilde uzun yıllar sürdürmüştür. Bunun delilleri, günümüzde caminin, minbere göre sağ dış tarafında bulunan eski duvar kalıntıları, vaftiz havuzu olduğu düşünülen kare bir yapı ve yanı başındaki çeşmedir. Anlatılana göre duvarlar “rahibe okulu”nun eski duvarlarıdır. Ayrıca buranın ilk başta bir Hıristiyanlık noktası olmasının bir diğer delili de yine aynı bölgede bulunan yazısız ve düz mezar taşlarıdır. Türkler Kilitbahir’i aldıktan sonra buradaki kilise camiye dönüştürülmüş ve geri kalan yapı atıl hâle gelmiştir. Cahidi Sultan’ın muhtemelen 17. yüzyılın başlarında buraya gelmesiyle camiye tekke faaliyetleri de eklenmiştir (KK. 2). Kaynak kişilerin verdikleri bilgilerden de anlaşıldığı üzere Cahidi Sultan bölge halkı arasında keramet sahibi, büyük bir din âlimidir. Bu sebeple hem sağlığında hem ölümünden sonra onunla ilgili pek çok anlatılar meydana gelmiştir. Sahadan derlenen aşağıdaki iki efsane, onun halk arasında hâlâ çok değerli görüldüğünü göstermektedir.
Cahidi Sultan’ın Pösteki Konulu Efsanesi
Vaktiyle Cahidi Sultan, Çanakkale’ye geçmek ve Allah dostlarıyla buluşmak ya da diğer bir anlatıma göre Cuma namazını kılmak üzere karşıya gitmek ister. Bu niyetini hanımı Kerime Hatun’a iletir ve deniz kenarına gider. Sandalcıların yanına gittiğinde birine binmek ister ama fakir olduğu için yolculuk ücretini karşılayamaz. Sandalcılar onu bindirmezler. Hâl böyle olunca Cahidi Sultan boynu bükük bir şekilde evine döner. Ne var ki Kerime Hatun, eşinin başına gelecekleri önceden anlamıştır. Rivayete göre Kerime Hatun’un kalp gözü Cahidi Sultan’dan önce açılmıştır. Kerime Hatun, eşinin üzülmemesi için ona bir pösteki yani hayvan postu uzatır ve şöyle der: “Buna bin ve gönül rahatlığıyla karşıya geç.” Cahidi Sultan, eşinin söylediklerine itimat eder ve pöstekiye biner. Deniz kenarına gidip pöstekiye binince pösteki suyun üzerinde kayarak yol alır ve onu Boğaz’ın karşı tarafına ulaştırır. Bu olaya şahitlik eden sandalcılar şaşkınlık içerisinde kalırlar. Bu kişinin kim olduğunu araştırınca onun büyük bir Allah dostu yani Cahidi Sultan olduğunu öğrenirler. O günden beri bu rivayet dilden dile aktarılır, Cahidi Sultan’ın kerametleri özellikle Çanakkale halkı arasında yayılır (KK. 2; KK. 3)
Cahidi Sultan’ın Yevmiye Konulu Efsanesi
Rivayete göre Cahidi Sultan, tekkesini yaptırmak için işçilerden oluşan bir ekip ile anlaşmış. İşçiler tekkenin yapımına başlamışlar ancak yoksulluğundan dolayı Cahidi Sultan işçilerin yevmiyelerini bir türlü ödeyemiyormuş. Hâl böyle olunca işçiler kendi aralarında usta başına karşı sitemlere başlamış ve Cahidi Sultan bunlara kulak misafiri olmuş. Yevmiyeleri denkleştiren Sultan karşıda yani Çanakkale’de bir kahvehanede usta başına, yevmiyelerin falanca şiltenin altında olduklarını, işçilerin oradan alabileceklerini söylemiş. İşçiler şiltenin altında bulunan ödemelerini birer birer almışlar ancak içlerinden biri, hakkından fazlasını almaya niyetlenmiş ve şuradan dört tane fazla alayım, demiş. Cahidi Sultan bu esnada karşı yakada olmasına rağmen oradan elini uzatıp işçinin kolunu tutmuş ve hakkından fazlasını almaması gerektiğini söylemiş. Bu hikâye o günden beri Sultan’ın kerametleri söz konusu oldukça dilden dile aktarılmış (KK. 3).
Kaynakça
Azamat, N. (1993). Cahidi Ahmed Efendi. TDV İslam Ansiklopedisi içinde (Cilt 7, 16-17 ss.). TDV İslâm Araştırmaları Merkezi.
Dinç, M. (2023). İlk Kepezliler. Paradigma Akademi Yayınları: Çanakkale.
Kızıler, H. (2006). Câhidî Ahmed Efendi’nin “Abdest, Namaz ve Hac” İbadetlerine Dair Bazı Bâtınî Yorumları. Tasavvuf, 17, 151-159.
Yolcu, M. A. (2018). Çanakkale Yöresinde Manevi Ziyaret Yerleri. Troia’dan Çanakkale’ye İnsanın, İnancın ve Mekânın İnşası: Değerler ve Şehir Uluslararası Kongresi, Çanakkale, 107-117.
Sözlü Kaynaklar
KK. 1: Ahmet Eravcı, 1963 doğumlu, ilkokul mezunu, çiftçi, Musaköy.
KK. 2: Bülent Kart, 1987 doğumlu, lise mezunu, imam, Kilitbahir
KK. 3: Hasan Putuşova, 1948 doğumlu, ilkokul mezunu, emekli, Kilitbahir.
KK. 4: Hamdi Gürel, 1934 doğumlu, ilkokulu mezunu, emekli, Musaköy.
KK. 5: Kadir Gürel, 1961 doğumlu, ilkokul mezunu, şoför, Musaköy.







Comments