top of page

158. Yılında Çerkes Sürgünü



19. yüzyılın ortalarında Osmanlı İmparatorluğu ve Rus Çarlığı arasındaki güç dengeleri, Kuzey Kafkasya’nın yerli halkı olan Çerkeslerin kaderini belirleyen olayların başlangıcını oluşturdu. Bu süreç, “Çerkes Sürgünü” veya “Büyük Göç” olarak anılan, tarihin en büyük zorla göç etme ve soykırım olaylarından birine sebep oldu. Bu yazıda üzerinden 158 yıl geçen tarihin bu karanlık dönemi, sürecin nedenleri ve sonuçları genel çerçevede ele alınacaktır.


Çerkes Sürgünü Nedir?

Çerkes Sürgünü, 1863-1871 yılları arasında Rus Çarlığı tarafından gerçekleştirilen ve Kuzey Kafkasya halklarından Çerkeslerin zorla Osmanlı topraklarına gönderilmesi olayıdır. Ruslar’ın genişlemesi sonucunda yaşanan bu sürgün, yüzbinlerce Çerkes’in hayatını kaybetmesine ve birçoğunun göç etmek zorunda kalmasına neden oldu.


Sürgünün Sebepleri

Sürgünün arkasındaki ana neden Rus Çarlığı’nın genişleme politikalarıydı. 18. yüzyılın sonundan itibaren Kafkasları kontrol altına almayı amaçlayan Ruslar, bu süreçte yerel halklara karşı bir dizi askeri harekat düzenledi. Bu politikanın bir sonucu olarak Çerkeslerin yaşadığı topraklar Rus egemenliği altına girdi. Ruslar, Çerkes topraklarının stratejik ve ekonomik değerine sahip olmanın yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bir tampon bölge oluşturmayı amaçlıyordu. Bu amaçla Çerkeslerin bu topraklardan çıkarılması ve yerlerine Rus ve diğer Slav halklarının yerleştirilmesi politikasını benimsediler.


Sürgünün Etkileri

Çerkes Sürgünü veya soykırımı, Çerkes halkının tarihinde derin izler bıraktı. Sürgün sırasında 500.000 ile 1.5 milyon arasında Çerkes, çoğunlukla deniz yolculuğu sırasında yaşanan hastalıklar, açlık ve kötü yaşam koşulları nedeniyle hayatını kaybetti. Öyle ki Çerkesler arasında Karadeniz balığını yememek üzerinde bir gelenek oluşmuştur. Zira Çerkesler arasında Karadeniz’in bir mezarlık olduğu, bu nedenle Karadeniz balığı yemenin saygısızlık olduğu şeklinde bir inanış bulunmaktadır. Bu inanç, sürgünden 150 yılı aşkın bir süre sonra bile, Çerkesler arasında varlığını sürdürmektedir. Bu durum, sürgünün Çerkeslerin kültürel kimliği ve gelenekleri üzerinde ne kadar derin bir etkisi olduğunu göstermektedir.


Sürgün edilenlerin çoğunluğu, Osmanlı İmparatorluğu’na sığındı ve burada çeşitli bölgelere yerleştirildi. Ne var ki sürgünün sonuçları sadece insan kayıplarıyla sınırlı kalmadı. Çerkeslerin yerli topraklarından zorla çıkarılması, Çerkes kültürü, dilinin ve kimliğinin varlığını tehdit etti. Bu sürgün ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nda ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nde Çerkes diasporasının oluşumuna neden oldu.


Sürgünden Sonra Çerkeslerin Hayatı

Çerkeslerin sürgünden sonra hayatları dramatik bir şekilde değişti. Kendi topraklarından sürgün edilen bu halk, Osmanlı İmparatorluğu’na sığınarak başta Anadolu olmak üzere Suriye, Ürdün ve Filistin gibi çeşitli bölgelere yerleştirildi. Yeni yerleşim yerlerinde Çerkesler ağırlıklı olarak tarımla geçimlerini sağlamaya çalıştılar ve yerel topluluklarla çeşitli derecelerde uyum sağlamaya çalıştılar. Ancak genellikle sosyal ve ekonomik sorunlar yaşadılar ve kültürel farklılıkları nedeniyle yerel topluluklardan ayrıldılar. Çerkeslerin sürgünden sonra yaşadıkları zorluklar sadece sosyoekonomik sorunlarla sınırlı kalmadı. Dil, din ve kültürlerini koruma çabaları, yeni hayatlarında önemli bir rol oynadı. Öte yandan sürgün edildikleri yeni topraklarda kendi dilini konuşma, kendi kültürünü yaşatma ve yerel halkla uyum sağlama arasında bir denge kurmak zorunda kaldılar.


Çerkes Sürgününün Küresel Bellekteki Yeri

Çerkes Sürgünü, Kuzey Kafkasya’da yaşanan trajik bir olayın çok ötesine geçen global bir öneme sahiptir. Bu olay tarih boyunca emperyal güçlerin yerli halklara uyguladığı zulmün ve insan hakları ihlallerinin bir örneği olarak kabul edilir. Dünya çapında birçok insan hakları ve yerli halklar hakları örgütü, Çerkes Sürgününün önemini ve sürgünün sonuçlarının hala yaşandığını vurgulamaktadır.


Çerkesler, sürgünün üzerinden yüz yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, bu olayı hafızalarda canlı tutmak için çaba harcamaktadırlar. Anma törenleri ve etkinlikler, sanat ve edebiyat aracılığıyla bunda kilit bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda dünya genelinde Çerkeslerin yaşadıkları topluluklar, sürgünün ve soykırımın anısını koruma ve halklarının maruz kaldığı zorlukları tanıtma çabasındadır. Bu nedenle Çerkes Sürgünü, sadece Çerkeslerin tarihinde değil, aynı zamanda dünya tarihinde ve küresel bellekte önemli bir yere sahiptir.


Sonuç

Çerkes Sürgünü, tarihin en büyük zorla göç olaylarından biri olarak kabul edilir ve bu olay, Çerkeslerin kolektif hafızasında derin bir iz bırakmıştır. Bugün dünyanın dört bir yanında yaşayan Çerkesler, sürgünün 150 yılı aşkın bir süre önce gerçekleşmiş olmasına rağmen bu acı olayı unutmadılar ve tarihlerini gelecek nesillere aktarma çabası içerisindeler. Bu olay kolektif tarih bilincinde insanlık tarihindeki zulüm ve acıları hatırlatmak için önemli bir nokta olmaya devam etmektedir.

Comentários


Adsız tasarım-77.png
  • alt.text.label.Twitter
  • alt.text.label.Instagram
  • Youtube
  • alt.text.label.Facebook

©2024, KAF | Kültür Araştırmaları ve Faaliyetleri Merkezi. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page